İşte Ben ;)

Fotoğrafım
Doğma büyüme Sinopluyum,81 doğumluyum. Evliyim ve Zuzu'nun-Bıdık'ın annesiyim. Eşini ve ailesini seven tipik bir Türk kadınıyım. Çalışan bir eşim. Ben bu hayatta en çok Anne olmayı sevdim...

18 Ocak 2013 Cuma

Havalar



Havaların soğuması metabolizma hızının yavaşlamasına neden oluyor. Uzmanlar, bu dönemde karbonhidratlı yiyeceklere ihtiyacın artabileceği uyarısında bulunuyor.

Soğuk havalarda değişen metabolizma hızını düzenlemek ve kilo kontrolünü sağlayabilmek için beslenme alışkanlıklarının gözden geçirilmesinde fayda var. Zira kapalı havalar, kilo artışı riskini de beraberinde getiriyor.
Mevsim geçişlerinin kilo kontrolü açısından önemli olduğunu belirten Diyetisyen Yeşim Çelik, bu dönemde ideal kilonun korunması için dikkat edilmesi gereken noktaları şöyle sıralıyor;
1. Metabolizmanızı iyi çalışır duruma getirmek için mutlaka güne kahvaltı yaparak başlamanız gerekmektedir. İyi bir kahvaltı ile güne başlamak hem direncinizi koruyacak, hem kilo kontrolünde siz yardımcı olacak hem de metabolizma hızınızın yavaşlamasını engelleyecektir.
2. Ara öğün atlamak hem ana öğünlerde daha fazla yemenize hem de iştahınızın sürekli açık kalmasına neden olacaktır.
3. Yazın sıcaklar nedeniyle rahatlıkla içtiğimiz suyu soğuk havalarda rahatlıkla tüketemeyiz. Su vücudumuzdaki bütün metabolik reaksiyonların temel direğidir. Soğuk havada su kaybımız daha az olduğu için susama hissimiz azalır, ancak su ihtiyacımızı yine de karşılamamız gerekir. Metabolizmanızı çalıştırmak için susamasanız bile günde 2-2,5 (10-14 bardak) litre su tüketilmesi gerekmektedir.
4. Soğuk havalarda genellikle sıcak içecekler tüketilir. Sıcak içecek olarak de kafein-tein içeriği yüksek olan çay ve kahve tercih edilir. Ancak C vitamini içerdiği için kuşburnu çayı, gaz sorunlarına iyi geldiği için rezene çayı tercih edilirse daha iyi olur.
5. Hastalıklardan korunmak, savunma mekanizmamızı güçlendirmek için de A ve C vitamininden yeterli beslenmek gerekir. Sonbahar ve kış sebze-meyveleri de bu konuda bize yeterli oranda A ve C vitamini sağlayacaktır. Narenciye (portakal, mandalina, greyfurt), havuç, kivi, lahanagiller (karnabahar, lahana, brokoli, Brüksel lahanası), yeşil yapraklı sebzeler (maydanoz, tere, ıspanak) A ve C vitamininden zengin besinlerdir.
6. Gerek günlerin kısalması, gerekse havaların soğuması ile birlikte fiziksel aktiviteler azalır. Lifli besinlerin tüketiminin de azalması sonucu kabızlık sorunu kendini gösterir. Bu nedenle kuru baklagillerin, kepekli tahılların (esmer ekmek, bulgur, kepekli makarna/pirinç/erişte/un) ve özellikle C vitamininden zengin sebze ve meyvelerin tüketimine ağırlık verilmeli.
7. Kış yaklaştıkça, vücudumuz ısı değişikliğine uyum sağlayabilmek adına harcadığı enerjiyi düşürür. Azalan fiziksel aktiviteye paralel olarak yağ ve şeker tüketimi de kısıtlanmalı.
8. Bu aylarda güneş yüzünü daha az gösterdiğinden, D vitamini gereksinmesini karşılamakta sıkıntılar yaşanır. Bu nedenle havanın güneşli olduğu günlerde 20-25 dakika kadar güneş ışığından direkt olarak yararlanmaya (hafif tempolu yürüyüşler olabilir) ve haftada 2-3 kez balık yiyerek kalp sağlığınızı korumaya çalışın.
9. Uzun süreli açlıklardan kaçınılmalıdır. Enerji ihtiyacının karşılanması için fast-food ya da yağdan, şekerden zengin gıdalara yönelmek yanlıştır. Soğuk günlerde “Tatlı yersem ısınırım” mantığından vazgeçilmeli, gün içerisinde yeterli ve dengeli beslenerek vücudun ısı dengesinin korunması sağlanmalıdır.
10. Mevsim geçişlerinde kilo artışı kaçınılmaz oluyorsa mutlaka uzman yardımı alınmalıdır.

(Alıntıdır)

2 yorum:

  1. Peki soğukta metabolizmanın yavaşlamasıyla, buzlu su içen bünyenin ısınmak için yağları yakması tam bir paradoks değil mi?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hangi maddede buzlu su içen diye bir bölüm nerede arkadaşım ?

      Sil